Sinan Ateş cinayeti iddianamesi: 22 ismin adı geçiyor! Sır kalan detaylar

30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'da ofisinden çıktığı sırada uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 kişi hakkında hazırlanan iddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianamenin detayları ortaya çıktı.

Sinan Ateş cinayeti iddianamesi: 22 ismin adı geçiyor! Sır kalan detaylar

30 Aralık 2022 yılında dayısının oğlu Selman Bozkurt ile Çankaya’nın Kızılırmak Mahallesi'ndeki 1456. Sokak’ta uğradığı silahlı saldırı sonrası hayatını kaybeden Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin tamamlanan iddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

145 sayfalık iddianamede tetikçi Eray Özyağcı ile Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un ortak hareket ederek eylemi gerçekleştirdikleri, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın ise azmettirici oldukları belirtildi. Diğer şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri belirtildi. Şüphelilerin tamamının Sinan Ateş'e yönelik eylemde 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan sorumlu oldukları belirtildi.

Sinan Ateş cinayeti iddianamesi: 22 ismin adı geçiyor! Sır kalan detaylar - Resim : 1

Eray Özyağcı’nın kullandığı silah bulunamadı

DHA’da yer alan habere göre, olay sırasında Sinan Ateş’in yanında bulunan ve yaralı kurtulan müşteki Selman Bozkurt’a yönelik olarak ise Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt’un ‘tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan sorumlu oldukları belirtildi. Şüpheli Eray Özyağcı'nın olayda kullandığı tabancanın ele geçirilemediği ancak olay yerinde tabancaya ait boş mermi kovanlarının bulunduğu belirtildi. Şüphelinin savunmasında, üzerine atılı eylemi ruhsatsız tabanca ile gerçekleştirdiğini kabul ettiği ve böylece ‘ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak’ suçunu da işlediği belirtildi.

Sinan Ateş’in bilgilerini komiser Aykal vermiş

Şüpheli Tolgahan Demirbaş’ın olaydan önce maktule ait adres, telefon, konum gibi kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak ele geçirmesi nedeniyle ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme’ suçundan da ayrıca cezalandırılması gerektiği belirtildi. Olay tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan şüpheli Mustafa Ensar Aykal'ın görevinin gereklerine aykırı hareket ederek, kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ederek, şüpheli Tolgahan Demirbaş'a verdiği, bu yüzden ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma’ suçunu işlediği belirtildi.

Eray Özyağcı, Balkaya ve Kurt için müebbet hapis talebi

İddianamede; şüpheliler Eray Özyağcı, Vedat Balkaya, Suat Kurt için ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ve ‘tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’ suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.

Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş’a ağırlaştırılmış müebbet

Şüpheliler Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş’ın da suça azmettiren olarak ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları istendi. Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın da 'suça yardım eden' olarak 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan cezalandırılmaları talep edildi.

Sinan Ateş cinayeti iddianamesi: 22 ismin adı geçiyor! Sır kalan detaylar - Resim : 2

Cami çıkışında saldırmış

İddianamede, olayda yaralanan Selman Bozkurt'un ifadesi de yer aldı. Bozkurt, silahlı saldırının cuma namazının ardından cami çıkışında Sinan Ateş'in ofisine giderken gerçekleştiğini söyledi.

Hedef göstererek ateş etti

Selman Bozkurt, “Sinan Ateş benim yaklaşık 2 metre önümde, ben de arkada yürüyorduk. Tam olay yerine geldiğimiz esnada saat 13.30 sıralarında sağda bulunan park halinde aracın önünden bir şahıs Sinan Ateş'in önüne geçerek elinde bulunan siyah renkli tabanca ile art arta ateş etmeye başladı. Sinan Ateş vurularak yere düştü. Ben Sinan'ın yanına gelip müdahale edecekken bana da 2 el ateş etmesiyle ben de yaralanarak hemen kendimi solda bulunan bir aracın arkasına atarak sipere geçtim. Bu esnada bize ateş eden şahıs tekrar ateş ederek yaya vaziyette kaçmaya başladı. Ben de belimde Sinan Ateş'in vermiş olduğu tabanca ile kaçan şahsın arkasından havaya doğru 4-5 el ateş etti. Bize ateş eden şahıs kısa bir müddet sonra yaya olarak kaçıp gözden kayboldu. Bu şahıs Sinan Ateş'e 7- 8 el ateş ettikten sonra silahın namlusunu bana çevirerek 2-3 elde bana ateş etti. Ben sırtımdan yaralandım. Bu şahıs bana hedef göstererek ateş etmiştir, beni de öldürebilirdi.” dedi.

Sinan Ateş
Sinan Ateş

Cinayeti azmettirme gerekçelerine yer verilmedi

t24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre, Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin iddianamesi ortaya çıktı. İddianame, bilirkişi raporu dahil olayın organizasyonunu ortaya koyan onlarca delili değerlendirilmediğini gösterdi. İddianamede, şüphelilerden eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş ile Gülsuyu Çetesi lideri Doğukan Çep azmettirici olarak gösterilmesine karşın, cinayeti azmettirme gerekçelerine yer verilmedi. Soruşturmanın en önemli delillerinden olan telefon yazışmalarına ilişkin bilirkişi raporundan neredeyse hiç bahsedilmeyen iddianamede, rapordaki tespitlere de olayın bağlamından koparılarak kısmen değinilmesi dikkat çekti. Şüpheli Demirbaş’ın, eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’un kullandığı evde yakalanmasından bahsedilmeyen 145 sayfalık iddianamenin 103 sayfası şüpheli beyanlarından oluştu. İddianamenin yaklaşık 35 sayfalık bölümünde ise şüphelilerin hts/baz bilgileri ile cinayet anı ve sonrasına ilişkin görüntülerin bilgilerine yer verildi. Yalnızca 7 sayfada delillerin değerlendirildiği iddianamede, Demirbaş ve Çep’in, cinayeti neden azmettirdiklerine ilişkin tek bir değerlendirme de yapılmadı. Savcılığın iddianamesine göre, cinayetin sebebi de yok.

Defalarca savcılar değişti

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de, Ankara’nın en merkezi yerlerinden Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Üzerinden 16 ay geçen cinayete ilişkin soruşturma kapsamında aralarında tetikçi Eray Özyağcı, silahlı eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem ile 3 polisin de aralarında bulunduğu 22 kişi tutuklandı. Soruşturma sürerken defalarca savcı değişti. Son olarak geçen Temmuz ayında, MHP eski Milletvekili Olcay Kılavuz, Ülkü Ocakları genel başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı’yı şüpheli olarak kaydeden ve bilirkişi raporunu dosyaya kazandıran Başsavcı vekili Durdu Özer soruşturmadan alındı. Dosya, MHP Milletvekili İzzet Ulvi Yönter ile Yargıtay üyeliği konusunda pazarlık yaptığı iddia edilen Başsavcı vekili Ahmet Altun’a devredildi.

Başsavcı vekili Altun iddianameye imza atmadı

İlk günden itibaren siyasi baskı iddialarının bitmediği soruşturma dosyası, Altun’a devredilmesinden 9 ay sonra ikiye bölündü. Haklarında “yurtdışına çıkış yasağı” bulunan ve aralarında Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da olduğu 17 kişinin dosyası ayrılırken, 22 tutuklu şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Ancak iddianameye Temmuz ayından bu yana soruşturmayı yürüten Başsavcı vekili Ahmet Altun yerine savcı Mehmet Aykut Cihangir’in imza atması dikkat çekti.

Cinayetin nedeni açıklanmadı

Gülsuyu çetesi lideri Doğukan Çep ile eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın azmettirici olarak gösterildiği iddianamede, her iki ismin de cinayeti önceden tasarlayıp planladıkları anlatılmasına karşın, ikili arasında bir bağlantı dahi kurulmadı. İddianamede, Ateş’in neden bu iki kişinin hedefi olduğu ve cinayetin nedenine ilişkin tek bir değerlendirme de yer almadı. Azmettirici olarak görünen Demirbaş’ın, MHP Eski Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalanmasına da değinilmeyen iddianamede, Demirbaş’a ait cep telefonundan elde edilen yazışmalarda, Ateş’in adresini istediği ortaya çıkan Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın isminin de hiçbir yerde geçmemesi dikkat çekti. 

Bilirkişi raporu “yok gibi”

İddianamede, dosyanın en önemli delilleri arasında yer alan “bilirkişi raporu” sadece 6 kez ve sadece “kelime” olarak geçti. Rapordan sadece, Demirbaş’ın, dosyanın Altun’a devrinden önce ikinci kez alınan ifadesinde 5 kez, dosyanın delillerinin yazıldığı  bölümde de bir kez olmak üzere toplam 6 kez bahsedildi ancak raporun içeriğine dair hiçbir bilgiden bahsedilmedi. Bilirkişi raporunda Demirbaş’ın, hem Ahmet Yiğit Yıldırım ile Ateş hakkında yaptığı yazışmalar hem de Ankara Emniyetinde cinayet büro komiseri olan ve Ateş soruşturmasında da görev aldığı ortaya çıkan komiser M.E.A ile yaptığı yazışmalara da yer verilmişti. 

“Aynen reis onun ipini çekmişler”

Bu yazışmalarda Demirbaş’ın komiser M.E.A’dan, “Genel Başkan istedi de” diyerek, Ateş’in adresini istediği yansımıştı. Yazışmaların devamında komiser M.E.A’nın “Reis önceki gbye çıkıyor bu numara” dediği, bunun üzerine Demirbaş’ın da “Aynen reis, onun ipini çekmişler” yanıtını verdiği görülüyordu. Raporun devamında ise, bu yazışmadan yaklaşık 1,5 saat sonra Demirbaş’ın telefonunun “notlar” bölümüne Ateş’in adresini kaydettiğine dikkat çekilerek, “M.E.A’nın sistemden Ateş’in adresini sorguladıktan sonra Demirbaş’ı arayarak adresi verdiği değerlendirilmektedir. Ayrıca M.E.A ile Demirbaş arasında Sinan Ateş’in öldürülmesi olayından 1 gün önce 5 kez görüşme yaptıkları tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyordu.

Serdar Öktem’e suçlama yok

İddianamede, Gülsuyu Çetesi ile Ankara arasındaki bağı kurduğu ve tetikçinin kaçırılmasında da rol aldığı iddialarıyla gündeme gelen tutuklu avukat Serdar Öktem “cinayete yardım” ile suçlanmasına karşın, ne yaparak yardım ettiğine de açıklama getirilmedi. Öktem’in sadece cinayetin işlendiği günün akşamında Bolu’ya gittiği ve buradan döndüğü yazılan iddianamede, tetikçinin Ankara’dan Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel tarafından alındıktan sonra ilk olarak Bolu’ya götürüldüğüne dahi yer verilmemesi dikkat çekti.

Sorular ayıklandı

145 sayfalık iddianamenin 103 sayfasında şüpheli beyanlarına, 35 sayfasında ise cinayet anı ve sonrasına ilişkin telefon trafikleri, plaka tanıma sistemi bilgileri ile kamera görüntülerinin saat bilgilerine yer verilen iddianamenin yalnızca 7 sayfası “delillerin değerlendirilmesi” bölümüne ayrıldı. Bazı tanık ifadelerinin yanı sıra şüpheli beyanlarının da sorulan sorular yönünden ayıklandığı anlaşıldı.  

İddianamede, Sinan Ateş’e isabet eden 5 kurşundan 4’nün öldürücü nitelikte olduğu, bunlardan birinin başına, diğerinin ise çene altına isabet ettiği anlatılarak, Ateş’i öldürmek üzere azmettirici Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın planlama ve tasarlama yaptıklarına yer verildi. Cinayet büro komiseri M.E.A’nın Tolgahan Demirbaş’ın isteği üzerine Sinan Ateş’in cep telefon numarasını olaydan 8 ay önce sorguladığı ve ev adresini Tolgahan Demirbaş’a ilettiği belirtilen iddianamede, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel’in de Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel’in araç plakasını sorgulatmasını istediği, bunun üzerine Demirbaş’ın M.E.A’dan aldığı buna ilişkin bilgileri Yüksel’e gönderdiği ifade edildi.