41,4301 %0,33
48,9082 %0,54
İstanbul
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Medya Haber Videolar FRAGMAN Veda Mektubu 20. bölüm 2. fragmanı Mehmet vuruldu mu?

Veda Mektubu 20. bölüm 2. fragmanı Mehmet vuruldu mu?

Kanal D'nin sevilen dizsi Veda Mektubu 20. bölüm 2.fragmanı yayınlandı. Peki 24 Temmuz'da ekrana gelecek Veda Mektubu yeni bölümde neler yaşanacak?

Veda Mektubu 20. yeni bölüm fragmanı 19.son bölüm sonrası araştırılıyor.. Kadrosunda Nurgül Yeşilçay, Selim Bayraktar ve Rabia Soytürk gibi ünlü isimlerin yer aldığı Veda Mektubu bu hafta yayınlanacak mı? Peki Veda Mektubu 20.bölüm fragmanı yayınlandı mı? Veda Mektubu yeni bölüm ne zaman? Veda Mektubu ne zaman final yapacak? sorularının cevaplarını sizler için cevapladık

VEDA MEKTUBU YENİ BÖLÜM NE ZAMAN SAAT KAÇTA?

Ekranların ilgiyle izlenen dizisi Veda Mektubu yeni bölümüyle 24 Temmuz Pazartesi Kanal D'de. 

VEDA MEKTUBU YENİ BÖLÜM FRAGMANI YAYINLANDI MI?

Kanal D'nin sevilen dizisi Veda Mektubu 20.bölüm fragmanı yayınlandı.  BURAYA TIKLAYARAK FRAGMANI İZLEYEBİLİRSİNİZ

 

 

 

VEDA MEKTUBU FİNAL Mİ YAPACAK YOKSA SEZON FİNALİ Mİ?

Gazeteci Birsen Altuntaş'ın haberine göre; Nurgül Yeşilçay, Selim Bayraktar, Bennu Yıldırımlar, Rabia Soytürk ve Emre Kıvılcım gibi ünlü isimlere Hakan Karsak, Ümmü Putgül, Hande Elaman, Hazar Motan, Ahmet Kaynak, Elif Çakman, Kerem Alp Kabul, Asya Kasap, Elif Uslusoy, Deniz Altan ve Elena Viunova gibi başarılı oyuncuların da eşlik ettiği dizinin 24. bölüme kadar uzamasına karar verildi. Her şey yolunda giderse bölüm sayısının 26. bölüme kadar uzama ihtimali de var. Ekrana veda edecek.

 

VEDA MEKTUBU'NUN KONUSU NE?

Modern ve güçlü bir iş kadını olan Alanur ile geleneklerine sıkıca bağlı, Antakyalı bir iş adamı olan Ziya geçmişte çok büyük bir aşk yaşamıştır. Bu aşka karşı olan aileleri yüzünden, istemeden ayrılmış ve başka hayatlar kurmuşlardır.

Annesi Seher’in göz bebeği Mehmet; Ziya'nın ileride işlerini bırakmayı planladığı, büyük oğludur.

Dans tutkunu, hayat dolu Aslı; Alanur'un Fransız lisesi son sınıfta okuyan, geleceğinin her hamlesini özenle tasarladığı 19 yaşındaki küçük kızıdır. Alanur ve Ziya'nın yolları, yıllar sonra Aslı ile Mehmet’in aşkıyla bir kez daha kesişir.

Yarım kalan ne varsa bu kez de Aslı ve Mehmet’in aşkına engel oluşturur. Alanur, kendi yaşadıklarından ders çıkararak kızını güvende tutmak için onu Mehmet’ten uzak tutmaya çalışırken Seher ise yıllarca içinde tuttuğu kıskançlığın acısını Aslı’dan mı çıkaracaktır? Ziya, kendi kaderini yaşayan oğlu için üzülse de bu duruma seyirci mi olacaktır? Aslı ve Mehmet herkese meydan okuyup tüm engelleri aşabilecek, aşklarının gücüyle geçmişin yaralarını sarabilecekler midir?  Yoksa onlar da Ziya ve Alanur’un yıllar önceki kaderini mi paylaşacaktır?

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Medya Haber SİYASET DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Erdoğan-Trump Randevulaşması Devlet Gelenekleri Açısından Sorunlu

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Erdoğan-Trump Randevulaşması Devlet Gelenekleri Açısından Sorunlu

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, BM Genel Kurulu sonrası planlanan Erdoğan-Trump görüşmesini eleştirerek, bunun Türk devlet ve diplomasi gelenekleri açısından sorunlu olduğunu söyledi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun ardından gerçekleştirilmesi planlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan-Donald Trump görüşmesinin Türk devlet ve diplomasi gelenekleri açısından sorunlu olduğun u söyledi. Randevulaşmanın hemen öncesinde Trump’ın oğluyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir araya geldiğine dikkat çeken Babacan, kamuoyunda özel ticari işlerin görüldüğü zannı oluştuğunu belirterek, “Devlet başkanı seviyesinde yapılan görüşmelerin içeriğinin sadece ve sadece iki ülkenin yüksek menfaatleri ve iş birliği alanları olması olması lazım.” dedi.

Babacan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye, Çin ve Rusya ittifakı önerisini, devletlerarası genel ilişki denklemi açısından faydalı bulduğunu kaydetti. Babacan, “Türkiye ile Çin'in ortak yapabileceği çok iş vardır. Birbirimizden öğreneceğimiz konular vardır. Biz onlardan meritokrasiyi öğrenebiliriz. Onlar bizden belki özgürlükler, temel haklar, insana verilen değer gibi böyle birbirimizden öğrenebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Medyascope YouTube kanalında İslam Özkan ile Dünya Alem programında gündemi değerlendiren Babacan, şu mesajları verdi:

“Kural Tanımayan, Hukuku Hiçe Sayan İki Lider Var” 

Erdoğan-Trump randevulaşmasına yönelik “Şu anda hem Amerika Birleşik Devletleri’ne hem de Türkiye’ye bakarsak, her iki ülkede de devlet kurumlarını yıpratan devlet kurumlarını sistemde aşağıya doğru bastıran, kuralları tanımayan, hukuku hiçe sayan iki lider var. Dolayısıyla Türkiye ile ABD şu anda yönetim tarzı olarak birbirine oldukça benziyor ve bu popülist otokrat eğilimli liderlerin dünyada birbirlerinden ayrı bir network’ü var, birbirlerinden de çok şey öğreniyorlar. Bu buluşmayı, iki öngörülmesi zor olan ve kendi şahsi duygularının ağır bastığı yönetim tarzlarıyla, iki ülkenin önemli meselelerini beraberce oturup konuşacak iki liderin buluşması olarak aslında değerlendirebiliriz.” ifadelerini kullandı.

“Trump’a İkide Bir ‘Dostum’ Demesinden Hicap Duyuyorum” 

Erdoğan’ın ‘Dostum Trump’ hitabına sert eleştirilerde bulunan Babacan, “Dikkat ederseniz Sayın Erdoğan’ın Trump‘la ilgili yaptığı her açıklamasında, Trump‘ın ismini başına dostum getiriyor. Trump aşağı dostum, Trump yukarı dostum… Şu anda hemen yanı başımızda çok büyük bir soykırımı işleniyor, büyük bir insanlık felaketi yaşanıyor. Bugüne kadar 70 binin üzerinde sivil Gazze’de hayatını kaybetti. Bunların üçte ikisi kadın ve çocuk ve bu hala devam ediyor, her gün insanlar ölüyor. Bu soykırımı yapan kim? Şu anda İsrail hükümetini en çok destekleyen kim? Şu anda yanı başımızdaki coğrafyada Filistinli kardeşlilerimizin katledilmesine en büyük desteği veren Trump’a ‘Dostum dostum’ diye hitap ediyorsun. Bizim bir atasözümüz vardır; ‘Dostunun kim olduğunu söyle, ben de sana kim olduğunu söyleyeyim’. Böylesine bir insanlık felaketi varken, Erdoğan’ın Trump’a iki lafının arasında dostum demesi benim içimi acıtıyor. İnsan olarak içimi parçalıyor ama bu ülkenin vatandaşı olarak da hicap duyuyorum.” diye konuştu.

“Bahçeli’nin Açıklamasını Faydalı Buluyorum” 

Babacan, Bahçeli’nin Türkiye, Rusya ve Çin’le ittifak mesajını ise şu sözlerle değerlendirdi: 

“Türkiye'nin Avrupa, Amerika ve genelde de Batı ilişkilerine mahkûm olmadığı, Türkiye'nin alternatifleri olduğunu bizim her zaman vurgulamamız, her zaman gerektiğinde başka ülkelerle de iş birliği yapabileceğimizi göstermemiz, genel ilişki denklemimiz için faydalı bir şey. Sayın Bahçeli'nin, Erdoğan'ın bu ziyaretinden hemen önce böyle bir açıklamayı yapması, iktidar ortağı olarak bir bakıma okyanus ötesine de mesaj oluyor. ‘Ya bakın bizim alternatiflerimiz var, siz ona göre bu ilişkilere dikkat edin, değerlendirin’ diye. Mesela ben iyi niyetle baktığımda, böyle bir açıklama niye yapılır bugün diye baktığımda, böyle okuyorum. Yani umarım ki bu koordinasyon içerisinde ve bilinçli bir şekilde yapılmış bir açıklamadır diye de ümit ediyorum.”

“Rusya Ve Çin’le İş Birliği Geliştirmek Türkiye’nin Menfaatinedir” 

“Türkiye'nin herkesle konuşuyor olabilmesi lazım. Herkesle iletişim kanallarının açık olması lazım. Yani ya bu düşman dersiniz ama düşmanla bile usulüne uygun iletişim kanalları oluşur. Ki bu Türkiye'nin menfaatindedir, bu ülkenin bu milletin menfaatindedir. Dolayısıyla diyalog deyince herkesle bir şekilde diyalog içinde olmak çok önemlidir. Ama iş birliği ayrı bir aşamadır. Yani hangi ülkeyle hangi parametreler etrafında nasıl iş birliği mekanizmaları kuracağız? Türkiye'nin hem Rusya'yla hem de Çin'le diyalogdan öte iş birliği mekanizmaları kurması elzemdir. Çünkü Rusya hemen yanı başımızdaki ezeli ve ebedi komşumuzdur. ‘Coğrafya kaderdir’ diye bir söz var biliyorsunuz. Dolayısıyla Rusya'yla komşuluk da Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderidir. Dolayısıyla böylesine yakın bir komşumuzla her zaman diyalog kanalını açık tutmak ve ortak çıkarlar doğrultusunda bu iş birliğini geliştirmek Türkiye'nin menfaatindedir. Çin'le de yine öyle. Çin biraz uzak da olsa bugün artık 10-20 sene sonraya baktığımızda dünyadaki iki başat aktörden birisidir. Biri Amerika Birleşik Devletleri, biri de Çin'dir.”

“Hak Ve Özgürlükler Konusunda Ortak Zemin Olmaz” 

“Bahçeli‘nin önerdiği bir üçlü ittifak sistemi, çok ileri bir adım. İttifak demek biraz kader ortaklığı demek. Yani kader ortaklığı için de çok ciddi bir ortak zemin lazım. Bir ortak ilke ve değerler zemini lazım. Bugün Çin'de demokrasi yok. Rusya'da demokrasi var gibi görünüyor ama pratikte demokrasinin eseri yok. Ama Çin'de ne var? Meritokrasi var. Yani ehliyete, liyakate dayanan bir devlet yönetim yapısı var. Kural bazlı bir yönetim yapısı var. Dolayısıyla Çin'le biz mesela Meritokrasi konusunda anlaşabiliriz. Yani ben bu ülkenin Cumhurbaşkanı olsam. Yani Çin'le siz bu insanları nasıl yetiştiriyorsunuz? Devlet kademesinden nasıl yükseltiyorsunuz? Oradaki mekanizmalarınız nedir? Hani tamamen işi hak eden devlette üst düzey yönetici olsun. Bunu nasıl işliyor mekanizma? Eğitim sisteminiz nedir? Devlet adamı nasıl yetişiyorsunuz gibi. Ama şimdi demokrasi konusunda konuşamayız. Ya da insan hakları konusunda, özgürlükler konusunda onlarla bir ortak zemin yakalamamız mümkün olmaz.”

“Dünyada En Geniş Diplomasi Ağına Sahip Üçüncü Ülkedir” 

Babacan, Türkiye’nin Afrika’da bulunmasının zorunluluk olduğunu belirterek, “Dünyada en çok diplomatik misyonu olan ülkeler Amerika ve Çin'dir. Yani dünyada diplomasi ağının en geniş olduğu ülkeler. Az bilinir ama üçüncüsü de Türkiye'dir. Üçüncüsü de Türkiye'dir. Niye Türkiye'dir? Çünkü bizim zamanımızda benim özellikle Dışişleri Bakanlığı dönemimde başlattığım çok sayıda büyük elçilik açma projesi vardır. Mesela Afrika'daki 12 büyük elçilikten 44'e çıkartma kararı benim Dışişleri Bakanlığım döneminde alınmış bir karardır.” diye konuştu.

“Tarıma Verilenin 16 Katını Faize Verdiler” 

Babacan, iktidarın ekonomi politikalarına da sert eleştirilerde bulundu. Nüfusun yüzde birinin tüm servetin yüzde 40’ına sahip olduğuna dikkat çeken Babacan, Avrupa ve OECD ülkelerinde en kötü servet dağılımının Türkiye’de olduğunu vurguladı. Babacan, “Tarıma destek 135 milyar. Faiz 2 trilyon 53 milyar. Yani tarıma verilenin tam 16 katı faize verilmiş durumda. İç borçla ilgili mi faiz ödenen dış borç mu? İç dış hepsi. Toplam. Evet toplam. Bütçede en son OVP'de resmen açıkladıkları rakam. 2 trilyon TL. 2 trilyon 53 milyar. Şimdi çiftçinin aldığı milyonlarca çiftçinin tamamına devletin bütçeden ödediği 135 milyar. Aynı devletin aynı bütçeden faize ödediği 2 trilyon 53 milyar. Şimdi bu ne demek? Çiftçiden alıyor. Parası olanın parasına para katıyor. Serveti olanın servetine servet katıyor demek.” eleştirisini yaptı.

“Sayıştay denetiminden geçmiş bir belediyeye tekrar yolsuzluk iddiasında bulunmak çok güçlü kanıtlar olmaksızın mümkün olmamalıdır”
Babacan, belediyelerdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin Sayıştay vurgusu yaptı. Sayıştayın daha fazla devrede olması ve bağımsız çalışması gerektiğini vurgulayan Babacan, “Sayıştay dediğimiz kurumsal bir yapı var. Ve hesap kitap bilen, belediyeleri bilen, Bakanlıkları tanıyan bir yapı var. Yani Sayıştay’ın çok daha fazla devrede olması lazım ve Sayıştay Meclis adına denetim yapan bir kurumdur. Sayıştayın bütün belediyeleri derinlemesine denetlemesi ve sürekli denetlemesi gibi bir şeyden de bahsetmemiz doğru olmaz. Yani hangi belediyeyi ne zaman ve ne kadar derinlikte denetliyor ayrı bir konu. Fakat bir belediye ile ilgili bir iddia varsa bu iddiayla ilgili tarafsız, bağımsız ama aynı zamanda işi bilen, mevzuatı bilen bir denetim mekanizması ve kurumsal bir yapıya ihtiyaç var. Bunun içinde doğru adı da Sayıştay.” dedi.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *