42,7031 %0.23
50,1678 %0.06
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Medya Haber SAĞLIK İLKE Vakfı TODAM'dan Rapor: Doğurganlığı Artırmanın Formülü Ebeveyn İznini Artırmak

İLKE Vakfı TODAM'dan Rapor: Doğurganlığı Artırmanın Formülü Ebeveyn İznini Artırmak

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından, aile ve çalışma hayatını doğrudan ilgilendiren "İş-Yaşam Dengesi Bağlamında Ebeveyn İzni ve Çocuk Bakım Hizmetleri" konulu kapsamlı bir analiz raporu yayınlayarak, mevcut durumu ve politika önerilerini kamuoyuyla paylaştı.

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından “İş-Yaşam Dengesi Bağlamında Ebeveyn İzni ve Çocuk Bakım Hizmetleri” başlıklı Analiz Raporu yayımlandı. Rapor, küresel eğilimleri ve Türkiye’deki mevcut durumu karşılaştırmalı biçimde değerlendirerek, ebeveyn izinleri ile çocuk bakım hizmetlerinin sosyal politika sisteminin merkezinde konumlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Çalışma, ebeveyn izinleri ve çocuk bakım hizmetlerinin sosyal politika sisteminin merkezinde yer alması gerektiğini vurguluyor.

Dönüşen Toplum İçin Yeni Politikalar Gerekiyor

Rapor, günümüz ekonomik yapısında ve değişen toplumsal yaşam koşullarında, ailelerin bakım sorumluluklarını tek başına üstlenmesinin giderek zorlaştığını geleneksel yöntemlerin zayıfladığını ortaya koyuyor. Bu tablo, iş ve aile yaşamını uyumlaştıracak kurumsal politika mekanizmalarına duyulan ihtiyacı artırıyor.

Türkiye’de Ebeveyn İzni Sınırlı

Raporun yazarı Dr. Öğr. Üyesi Nurgün Kul Parlak, Türkiye’de ebeveyn izni uygulamalarının AB ve OECD ülkelerindeki kapsamlı modellerle kıyaslandığında oldukça sınırlı olduğunu belirtiyor. OECD ve AB ortalamalarında babalık izni süresi yaklaşık 13 hafta iken, Türkiye’de bu süre yalnızca 1 hafta ile sınırlı. Ayrıca, 0–2 yaş arası çocuk bakım hizmetlerine katılım oranı yok denecek kadar düşük; 3 ve 4 yaş gruplarında net okullaşma oranı ise %50’nin altında seyrediyor.

Doğurganlıktaki Düşüşün Arkasında Sosyal Politika Eksikliği Var

Türkiye, son on yılda doğurganlık oranı en hızlı azalan ülkeler arasında yer alıyor. Rapor, bu gerilemenin yalnızca demografik veya kültürel bir eğilimle açıklanamayacağını; aynı zamanda iş-yaşam dengesi politikalarındaki yetersizliklerin de önemli bir etken olduğunu vurguluyor.

Maddi Destek Tek Başına Yeterli Değil, Kurumsal Destek Şart

Rapor, özellikle çalışan ebeveynlerin yaşam dengesini koruyabilmesi için ebeveyn izni düzenlemeleri, çocuk bakım hizmetleri, esnek çalışma modelleri ve mali desteklerin birbirini tamamlayan unsurlar olarak bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguluyor.

Kadın İstihdamı Ve Doğurganlık Arasında Kırılgan Denge

Rapor, kadınların işgücüne katılımının, çocuk bakım yüküyle doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı erkeklere göre yaklaşık 30 puan daha düşük. Kadınlar, bakım işlerine erkeklerden 4 ila 6 kat daha fazla zaman ayırıyor. Bu durum, hem kadınların çalışma sürelerini hem de doğurganlık eğilimlerini etkiliyor. Fakat küresel ölçekte, kadınların iş hayatına aktif biçimde katıldığı ve buna rağmen doğurganlık oranlarının yüksek seyrettiği birçok ülke örneği bulunuyor.

Aileyi Güçlendiren Bir Sosyal Politika Vizyonu

Rapor, aileyi merkeze alan, sosyal koruma mekanizmalarını gözeten ve bakım sorumluluklarının daha dengeli paylaşımını destekleyen politikaların, Türkiye’nin demografik geleceği açısından stratejik önem taşıdığını vurguluyor. Ebeveyn izni, çocuk bakım hizmetleri ve esnek çalışma modellerinin birlikte ele alınmasının hem bireysel refahı hem de toplumsal dengeyi güçlendireceğini ortaya koyuyor.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *