42,7031 %0.23
50,1678 %0.06
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Medya Haber MEDYA Mehmet Akif Ersoy Cezaevinden Seslendi: Dedikodu ve Kurgudan İbarettir

Mehmet Akif Ersoy Cezaevinden Seslendi: Dedikodu ve Kurgudan İbarettir

Uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, sessizliğini bozdu. Avukatları aracılığıyla cezaevinden bir açıklama yayınlayan Ersoy, hakkındaki iddialara ve dosyaya sert tepki gösterdi.

Uyuşturucu soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra geçtiğimiz gün tutuklanan Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy cezaevinden bir açıklama yaptı. Soruşturma sürecinde “siyasi operasyon” çıkışıyla gündeme gelen Ersoy, tutukluluğunun ardından yaptığı ilk yazılı açıklamada savunmasını “kurgu” ve “dedikodu” temeline oturttu.

“Masumiyetimi Gölgeleyen Kurgudan İbarettir”

Gazeteci Mehmet Akif Ersoy, kendisine yöneltilen suçlamaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, amacın itibarını zedelemek olduğunu savundu.

Ersoy, “Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum; bu suçlamalar masumiyetimi gölgelemeyi amaçlayan kurgulardan ibarettir.” dedi.

“Dedikodu” Tepkisi

Ersoy'un açıklamasındaki en dikkat çekici detay ise soruşturma dosyasındaki “gizli tanık” ifadelerine yönelik eleştirisi oldu. Ersoy, tutuklanmasına gerekçe gösterilen delillerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savundu.

Mehmet Akif Ersoy'un açıklamasının tamamı şöyle:

“Hakkımda yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınmam ve sonrasında tutuklanmam, hayatımın en ağır ve en sarsıcı süreçlerinden biri oldu. Hakkımdaki karar; gerçeğe aykırı, hukuki temelden yoksun ve kişisel husumetle beslenen gizli tanık isnat ve iddialarının gölgesinde verildi. Şahsıma yöneltilen ağır suçlamaların hiçbiri somut delillerle desteklenmedi. Dosyada yer alan gizli tanık beyanları, çelişkili ifadelerden, dedikodudan ve uydurma kurgulardan ibarettir.

Hukuken de vicdanen de kabul edilmesi güç bir tabloyla karşı karşıyayım. Sorgu aşamasında da açıkça ifade ettiğim üzere;

• Yirmi yıla yaklaşan meslek hayatım boyunca tüm faaliyetlerim kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir; saklı gizli hiçbir işim olmamıştır.

• Dosyada hakkımda tek bir somut delil bulunmamaktadır. Gizli tanık beyanları hem kendi içinde tutarsızdır hem de hukuki geçerlilikten uzaktır.

• Suçlamaya konu edilen kişilerle örgütsel bağ kurmam bir yana, bir kısmıyla yıllardır görüşmüşlüğüm bile yoktur.

Bugün maruz kaldığım isnatlar, hakkımda bir süredir sistematik biçimde yürütülen bir itibar suikasti, haysiyet cellatlığı zincirinin son halkasıdır. Sosyal medyada üretilen manipülasyonlar, kasıtlı karalama kampanyaları ve belirli çevrelerin yönlendirdiği yalanlar bu süreci beslemiştir. Daha önce de itibarsızlaştırma kampanyalarına maruz kaldım; hukuk önünde aklandım ya da gerekli davaları açtım. Şimdi aynı yöntem, farklı bir kurguyla yeniden sahneye konmaktadır.

“Gizli Tanık İfadeleri Çökmeye Mahkum”

Bazı gizli tanık ifadelerinin, soruşturmanın doğal akışı içinde çökmeğe mahkûm olduğu çok açıktır. Buna rağmen özgürlüğümü kısıtlayan en ağır tedbir olan tutuklama kararıyla karşı karşıya bırakıldım. Bu hukuki değil, insani olarak da büyük bir sarsıntıdır.

Ben bir gazeteciyim. Görevimi kimi zaman savaş cephelerinde, kimi zaman en zorlu koşullarda icra ettim. Kamu yararı, doğruluk ve şeffaflık ilkelerini korumak adına güç koşullarda daima yalnız başıma mücadele verdim. Bu ülkeyi, bu millet vicdanını ve adalet duygusunu her zaman üstün tutmaya gayret ettim. Bugün yaşananlar ise bu değerlere duyduğum inancı sarsılsa da onu ortadan kaldırmaya yetmeyecektir.

Toplumun farklı kesimlerinden kimselerin bu süreçte gösterdiği sağduyu, insaf ve adalet çağrıları, içinde bulunduğum zorlu günlerde bana güç vermiştir. Vicdanların ölmediğini görmek, umut vericidir.

“Suçlamaları Kabul Etmiyorum”

Bu vesileyle açıkça ifade etmek isterim:

• Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum; bu suçlamalar masumiyetimi gölgelemeyi amaçlayan kurgulardan ibarettir.

• Hukuki mücadelemi kararlılıkla sürdüreceğim. Gerçekler, er ya da geç tüm açıklığıyla ortaya çıkacaktır.

• Adalete olan inancımı koruyorum. Bu ülkenin insanlarının vicdanının, eninde sonunda gerçeğin yanında duracağına inanıyorum.

• Bu zorlu süreçte destek veren herkese, masumiyet karinesini hatırlatanlara ve sağduyusunu koruyanlara yürekten teşekkür ediyorum.

Bu açıklamayı, kamuoyuna bilinçli biçimde çarpıtılarak sunulan sürecin gerçek yüzünü paylaşmak ve hem mesleki hem ailevi itibarımı korumak adına yapıyorum. Soruşturma sürecinde vereceğim mücadele ile hakkımdaki asılsız iddialara inanmayıp bana güvenenlerin yüzünü kara çıkartmayacağım.

Canım ailem, güzel evlatlarım, çok kıymetli dostlarım sizi çok seviyorum. İnanıyorum ki olanlar hayıradır. Kahrı da hoş, lütfu da hoş.”

Mehmet Akif Ersoy'un açıklaması
Mehmet Akif Ersoy'un açıklaması.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *