İsrail güçlerinin Küresel Sumud Filosu'na düzenlediği saldırı ve aktivistleri yasa dışı alıkoymasına ilişkin soruşturmada kritik bir aşama kaydedildi. Türkiye'ye getirilen 249 aktivistten 96'sı, savcılıkta “şikayetçi” sıfatıyla ifade vererek İsrail askerleri hakkında uluslararası hukuk ihlali iddialarını resmîleştirdi.
Soruşturma Sürüyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, saldırının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ndeki düzenlemeler”, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması”, “nitelikli yağma”, “mala zarar verme” ve “eziyet” suçlarından başlatılan soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında, Küresel Sumud Filosu'nda alıkonulduktan sonra, 4 Ekim'de Türkiye'ye getirilen 36'sı Türk vatandaşı 136 aktivistten 59'u Bahçelievler'deki Adli Tıp Kurumu'nda sağlık kontrolünden geçirilmelerinin ardından "şikayetçi" olarak ifade verdi. Aynı filoda bulunan ve 7 Ekim'de İstanbul'a getirilen 16 aktivistin şikayetçi sıfatıyla savcılıkça ifadeleri alındı.
3 Türk Milletvekili de İfade Verdi
Özgürlük Filosu Koalisyonu'nda alıkonulan ve 9 Ekim'de Türkiye'ye getirilen Yeni Yol Partisinden Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca ve Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan da sağlık kontrolünden geçirilmelerinin ardından “şikayetçi” sıfatıyla ifade verdi.
Bugün ise Özgürlük Filosu Koalisyonu'nda alıkonulan 17'si Türk vatandaşı, 1'i Türk uyruklu Alman vatandaşı olmak üzere 94 aktivist İstanbul'a getirilirken, söz konusu aktivistlerden 18'i de “şikayetçi” sıfatıyla ifade verdi.
Soruşturmada, 96 aktivist şikayetçi olarak ifade vermiş oldu.
Ne Olmuştu?
İsrail ordusu, 1 Ekim'de Gazze'ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu'na saldırmış ve filodakileri yasa dışı şekilde alıkoymuştu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, saldırının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ndeki düzenlemeler”, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması”, “nitelikli yağma”, "mala zarar verme" ve “eziyet” suçlarından soruşturma başlatmıştı.