Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyareti dönüşü kendisine uçakta eşlik eden gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
KKTC'ye gerçekleştirdikleri günübirlik ziyareti tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, ziyaretinde Türkiye tarafından inşaatı 3 yıl içinde tamamlanan Cumhuriyet Yerleşkesi'nin açılışını yaptıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl ilk kez KKTC'de düzenlenen TEKNOFEST 2025'e katıldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının, eşit ortağı olduğu Ada'da, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün tescilini er ya da geç temin edeceğini belirterek, “Ada'nın huzurunu bozan, hassasiyetlerini kaşıyan, kargaşa çıkartmayı arzulayan yaklaşımlara da müsaade etmeyiz.” dedi.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Desteğimiz Bakidir”
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk halkı, eşit ortağı olduğu Ada'da, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün tescilini er ya da geç temin edecektir. Ana vatan Türkiye, bu yolda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her zaman yanında olacak, dayanışmasını ebediyete kadar sürdürecektir. Bizim samimi arzumuz adil, kalıcı, sürdürülebilir ve gerçekçi bir çözüm. Bölgemizde yaşanan gelişmeler de artık bu realitenin kabul edilmesinin gerektiğinin telkinidir. Ada'da iki halk ve iki devlet olduğu gerçeğini herkesin idrak etmesinin zamanı gelmiştir. Ana vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü'ne ve Kıbrıs Türkü'nün bağımsız devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne desteğimiz bakidir. Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkı, inşallah eninde sonunda hak ettiği konuma ülkemizin de desteğiyle gelecektir. Ziyaretimiz ve temaslarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
“Fersah Fersah Ötede Adımları Attık”
Anadolu gençlerinin güçlü sesinin, Kıbrıs Türk gençliğinin sesiyle burada birleştiğini kaydeden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“1974'te malum bizim öyle ciddi manada silahımız yoktu. 1974'te başkalarının bizlere verdiği silahlarla bu adaya barış getirmek için geldik. Bugün, o zamanların çok çok ötesinde bir Türkiye var. Türkiye, savunma sanayindeki özgün tasarımları ve yerli üretimleriyle artık dünyanın parlayan bir yıldızı haline geldi. Özellikle insansız hava araçlarımız, savunma sistemlerimiz, haberleşmedeki atılımlarımız, adeta harp tarihini yeniden şekillendirecek boyuta ulaştı. Bu konuda da geçmişe göre fersah fersah ötede adımları attık, atıyoruz.
Şunu çok açık net söylemek durumundayım; TEKNOFEST gençliğinin yöneteceği Türkiye, bugünkünden çok daha ileride olacaktır. TEKNOFEST'lere katılan çocukların gözlerinde, ben o kararlılığı görüyorum. 'Ben daha iyilerini yapacağım' azmini bu gençlerde okuyabilirsiniz. Ben, yeni nesilden bu noktada oldukça ümitliyim. Maşallah, TEKNOFEST gençliği, birçok yerde de söyledim, gümbür gümbür geliyor. Hani bir söz var ya, 'Eğer 10 yıl sonrasını düşünüyorsanız fidan dikin, 100 yıl sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştirin' diye… Biz de bu amaçla gençlere yönelik her alanda yatırım yapmaktan geri durmadık. Bizden devralacağı sancağı çok daha yukarılara taşıyacak olanlar, işte bu başta TEKNOFEST gençliği olmak üzere yeni kuşaklardır. Bunlara güvenim, güvencim çok çok fazla.”
‘Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Şiddetle Kınıyorum’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu bir mesajında, adadaki Türkleri hedef aldı. Bir yandan da Güney Kıbrıs'ta Türkiye karşıtı yeni bir terör örgütü kuruluyor gibi emareler var. EOKA'yı yeniden diriltmeye mi çalışıyorlar?” sorusuna, “Tarihten ibret almayan topluluklar, benzer akıbetleri tekrar tekrar yaşamaya mahkumdur. Kıbrıs'ta barış dilini bozan, gelecek nesilleri de tehlikeye atan her açıklamayı, ben şiddetle kınıyorum.” yanıtını verdi.
“Kıbrıs Türkleri’nin En Büyük Destekçisi Olmaya Devam Edeceğiz”
Kıbrıs Adası'nda barış ve huzur için bugüne kadar, üzerlerine düşeni yaptıklarını ve bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerimiz bilerek hareket ettik ve bu değişmeyecektir. Ada'nın huzurunu bozan, hassasiyetlerini kaşıyan, kargaşa çıkartmayı arzulayan yaklaşımlara da müsaade etmeyiz. Terör yoluna başvuranların, Kıbrıs Türkü'nü yok sayanların, karşılarında daha güçlü bir Türkiye bulacaklarını bilmeleri lazım. Gerilimleri artıran söylemler yerine, yapıcı ve birleştirici bir dil kullanmak, Ada'nın geleceği adına daha faydalı olacaktır. Buna dikkat etmeleri lazım. Acıların tekrarına asla izin vermeyiz ve bu konuda da kararlıyız. Kıbrıs Türkleri'nin haklı davalarının en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz. Ne Türkiye eski Türkiye, ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti eski Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, ne dünya eski dünyadır. Bunları artık çok çok iyi bilmelerinde fayda var.”
“Saldırının Gerçekleştirilmesi, Tam Anlamıyla Korsanlıktır”
Gazze'ye insani yardım götüren gemiye Malta'da bir saldırı düzenlendiğine, gemide Türk vatandaşlarının olduğuna ve saldırının İsrail'e ait dronlarla yapıldığına ilişkin soruya ise Erdoğan, “İsrail, uluslararası hukukun önündeki en büyük tehlikedir. Uluslararası hukuku çiğnemeyi adet haline getirdiler. Gemilerin, insani amaçlı yardım malzemesi taşıdığını ve uluslararası seyrüsefer kuralları çerçevesinde hareket ettiğini tüm dünya biliyor. Buna rağmen, bu saldırının gerçekleştirilmesi, tam anlamıyla haydutluktur, korsanlıktır.” karşılığını verdi.

“Bilinmelidir ki; Dünya İsrail'den Büyüktür”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in bombalarla, ağır silahlarla yenemediği Filistinlileri, gıdadan, ilaçtan mahrum bırakarak yenmeye çalıştığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“İsrail gıdayı, temiz suyu, ilacı silah olarak kullanıyor. İnsan öldürürler dünya sessiz kalır; katliam yaparlar dünya sessiz kalır, egemen devletlere saldırırlar dünya sessiz kalır, uluslararası kuruluşların personellerini öldürür, yapılarını bombalarlar dünya sessiz kalır, göz göre göre soykırım suçu işlerler dünya sessiz kalır. Bu 'sessizlik sarmalı' artık son bulmalıdır. Bilinmelidir ki; dünya İsrail'den büyüktür. Büyüklüğünün hakkını vermeli ve dünyayı ateşe vermeye çalışan bu alev topunu söndürmelidir. Yoksa çok geç olacak ve İsrail'e bugün sessiz kalanlar, tarihe bunun hesabını veremeyeceklerdir. İsrail zannetmesin ki işledikleri suçlar cezasız kalacaktır. Adalet bir gün yerini bulacaktır.”