AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ziraat Bankası 4. Tarım Ekosistemi Buluşması Programı’nda bir konuşma yaptı.
Konuşmasında CHP lideri Özgür Özel ve partisine sık sık değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin ‘toksik muhalefet’ içerisinde olduğunu savundu.
Yabancı Siyasetçilerden Demokrasi Dileniyor
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lafa gelince Kuvayımilliyeci olmakta övünen partinin genel başkanı, yabancı siyasetçilerden demokrasi dileniyor, huzurlarında el pençe divan durup bizi sıkıştırmaları için onlardan ricada bulunuyor.” dedi.
Allah Bu Milletin Yüzüne Bakmış Diyoruz
CHP’de içerisinden ‘kurultay iptali’ ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına geçeceği tartışmalarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha iki yıl öncesine kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri şahısla ilgili söylediklerini duydukça Allah bu milletin yüzüne bakmış diyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, çiftçilerin çok uyguna kredi kullandığını söyleyip ortada bir ‘batma, iflas’ olmadığını savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Ziraat'ın kullandırdığı tarım kredileri 700 milyar lirayı aşmış durumda. Bankamız sektörün kredi ihtiyacını yüzde 71'ini tek başına karşılıyor. Tarım kredilerinin yüzde 90'ından fazlası yani 653 milyarlık liralık kısmı devletimizin faiz desteği verdiği sübvansiyonlu kredilerden oluşuyor. Bankadan sübvansiyonlu tarım kredisi kullanan çiftçilerimizin faizlerinin yüzde ortalama yüzde 70'lik kısmını kamu olarak biz üstleniyoruz.
“10,2 Milyar Lira Hibe Sağlayacağız”
Kırsal kalkınma alanında da çiftçilerimize çeşitli destekler veriyoruz. Bu yıl tarım ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi, depolanması ile bireysel sulamadan oluşan 7 bin 160 projeye 10,2 milyar lira hibe sağlayacağız.
“Ekonomimizi Kötüleme Gayretindeler”
Malumunuz, sık sık ülkemizdeki toksik muhalefet anlayışına dikkat çekiyoruz, bunun Türkiye'ye verdiği zararlardan bahsediyoruz. Ülkemiz her alanda çağ atlarken muhalefetin bilhassa da ana muhalefetin kronikleşen kalite sorunundan biz açıkçası rahatsız oluyoruz. Yıllar geçiyor, aktörler değişiyor fakat muhalefetin zihniyetinde hiçbir şey değişmiyor. Rakamları çarpıtma, bir bardak suda fırtına koparma alışkanlıklarından maalesef vazgeçmiyorlar. Buna krediler meselesinde de şahitlik ediyoruz. Sürekli güncelledikleri rakamlarla 'Çiftçinin şu kadar borcu var' diyerek güya ülke ekonomisini ve ekonomi programımızı kötüleme gayretindeler.
‘Ortada Batma, İflas Etme Yok, Hamdolsun’
Oysa çizdikleri karamsar tablo ile gerçekler arasında ciddi fark var. Çiftçi kardeşlerimiz çok uygun şartlarda kredi kullanıyor. Bunu da öyle muhalefetin iddia ettiği gibi battıkları için değil üretimlerini geliştirmek, kapasitelerini artırmak, yurt dışına ve yeni pazarlara açılmak, işletmelerini daha da büyütmek için alıyorlar. Ödemelerini de yapıyorlar. Kredilerin geri dönüş oranı yüzde 97 seviyesinde. Ziraat Bankamızın verdiği kredilerde bu oran yüzde 99'a çıkıyor. Yani ortada batma, iflas etme, borç batağına saplanma ve ödeyememe gibi bir durum Allah'a hamdolsun söz konusu değil.
“Çiftçimizi Asla Çaresiz Bırakmadık”
Çiftçimizi, üreticimizi asla çaresiz bırakmadık ve bırakmıyoruz. 23 yıldır taviz vermediğimiz bu duruşumuzu nisan ayında başımıza gelen zirai don olayında bir kez daha sergiledik.
Heybedeki Turpları Kendi Arkadaşları Çıkarıyor
Ortada bir batan ve iflas eden varsa görüyoruz ki o, ana muhalefetin istismar, iltimas, çarpıtma ve felaket tellallığı siyasetidir. Ekranlardaki ve gazetelerdeki tartışmaları sizler de takip ediyorsunuz. Yıllarca beraber yol yürüdükleri, iş tuttukları, belediyelerde üst düzey görev verdikleri arkadaşları İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını, nasıl birilerine peşkeş çekildiğini açıkça itiraf etmeye başladılar. Halka hizmet için harcanması gereken kaynakların siyaseti dizayn etmek için nasıl pervasızca kullanıldığı tek tek deşifre oluyor. Heybedeki irili ufaklı turplar da ahtapotun farklı yerlere uzanan kolları da yine bizzat kendi arkadaşları tarafından birer birer ortaya çıkartılıyor.
“Şaibeyle Yatıp Butlanla Kalkıyorlar”
İstanbul'u zehir bir sarmaşık misali saran suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığı yavaş yavaş belli oluyor. Daha iki yıl öncesine kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri şahısla ilgili söylediklerini duydukça ‘Allah bu milletin yüzüne bakmış’ diyoruz. Gündemlerinde ne millet, unutmayın, ne çiftçi var. Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar. Meselenin daha hazin tarafı şudur. Lafa gelince Kuvayımilliyeci olmakta övünen partinin genel başkanı, yabancı siyasetçilerden demokrasi dileniyor, huzurlarında el pençe divan durup bizi sıkıştırmaları için onlardan ricada bulunuyor. Hasılı, millete ve memlekete hiçbir faydaları olmadığı gibi, bir de toksik siyasetleriyle Türkiye'ye ve ülkemizin ekonomisine zarar veriyorlar. Sonra da çıkıp Meclis kürsüsünde mazot bidonuyla halkçılık yapıyorlar. Ne diyelim? Rabbim, ülkemizi ve milletimizi bunların insafına bırakmasın.”