Ankara’da bir huzur evinde kalan 85 yaşındaki Emine Kaya, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Huzur evi çalışanları, yaşlı kadının dolabında birkaç kez katlanmış olan mektuplar buldular. Mektuplarda, yaşlı kadın gençliğinden itibaren yaşadığı mutlulukları, hüzünleri ve hayal kırıklıklarını anlatıyordu. Ayrıca, kendisine sadece yaşlı bir kadın olarak değil, daha yakından bakmalarını istiyordu.
Mektuplarda, Emine Kaya’nın 10 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya geldiğini, 16 yaşında özgür bir kuş gibi yaşadığını, 20 yaşında hayalindeki erkekle evlendiğini, 25 yaşında oğlunu dünyaya getirdiğini, 40 yaşında oğullarının yuvadan uçtuğunu, 50 yaşında torunlarının doğduğunu ve 60 yaşında kocasını kaybettiğini anlatıyordu. Yaşlı kadın, geçmişi düşünüp sahip olduğu sevgiyi özlediğini ve artık yalnız bir kadın olduğunu yazmıştı.
Mektupların sonunda, Emine Kaya’nın hemşirelere seslenerek kendisine nasıl bakmalarını istediği yer alıyordu. Yaşlı kadın, kendisine sadece pasaklı ve ümidini kesmiş bir kadın olarak değil, içinde hala genç bir kız olan ve temiz kalbiyle sevgi dağıtan bir insan olarak bakmalarını istiyordu. Ayrıca, hemşirelerden gözlerini açmalarını ve kendisini gerçekten görmelerini rica ediyordu
Emine Kaya’nın mektubu, Türkiye’de ve dünyada yaşanan yaşlılık ve yalnızlık sorununa dikkat çekti. Her gün binlerce bakıma muhtaç yaşlı insan, huzur evlerine bırakılıyor ya da kendi istekleriyle gidiyorlar. Ancak huzur evlerinde kalan yaşlılar, sevdiklerinden gelecek telefon ya da ziyaret için bekliyorlar. Çoğu zaman bu beklentileri gerçekleşmiyor. Bu durum da yaşlıların psikolojik ve fiziksel sağlıklarını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, yaşlıların yalnız bırakılmaması ve sevgiye ihtiyaç duydukları unutulmaması gerektiğini vurguluyorlar.