DEM Partili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalarla tartışma yarattı. Buldan, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın medyadaki haberlerle ilgili eleştirilerini aktararak, “Bugün medya da AKP'nin elinde, yargı da AKP'nin elinde. Bu tür meseleleri ortadan kaldırmak iktidarın görevi.” ifadelerini kullandı.
Medyadaki bazı yorumcu, haberci ve kanalların sürecin aleyhine yorumlar yaptığını belirten DEM Partili Buldan “Öcalan medyanın dilinden çok rahatsız. Ciddi eleştirileri var.” dedi.
Buldan, önümüzdeki günlerde beş kişilik bir komisyonun İmralı’ya gitmesinin planlandığını duyurdu.

“Öcalan’da Meşrulaştıkça Başımıza Diktatör Çıkacak”
Buldan'ın bu açıklamaları geniş yankı uyandırdı. Gazeteci Levent Gültekin de Youtube kanalında süreci “Öcalan’ın medyayı susturma talebi” olarak değerlendirdi. Gültekin, Öcalan’ın siyasi bir aktöre dönüştürülmeye çalışıldığını ve bu durumun demokrasiye zarar verdiğini belirterek, “Barış demokrasiyle olur, hukukla olur, Öcalan'da meşrulaştıkça başımıza yeni bir diktatör daha çıkacak. Türkiye'de şu anda yeni bir diktatörün doğuşunu izliyoruz.” diyerek şöyle konuştu:
“Aslında Öcalan medyayı iktidara şikayet ediyor. Susturun bunları diyor. Öcalan terörist başı olmaktan kurtuldu. Bir aktöre dönüştü. Şimdi iktidardan Türk medyasını susturmasını talep ediyor. Türk medyasının dili güya barış sürecine zarar veriyormuş. Bunu engelleme görevi iktidarmış. Kim söylüyor bunu? PKK lideri Öcalan söylüyor. Kime söylüyor? Pervin Buldan aracılığıyla iktidara söylüyor. Bir anlamda bize, “Kesin sesinizi Türkiye'ye demokrasi getireceğiz, konuşma, barış getiriyoruz” diyor. Böyle bir utanmazlık olamaz ya. Biz burada biz derken yorum yapanları söylüyorum. Barış olması için demokrasiye ihtiyaç var. Adam demokrasinin son kalan kırıntısını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Gerçek barış için hukuka, adalete, özgürlüğe, özgürce tartışmaya ihtiyaç var. Adam son kalan kırıntıyı, elde iki tane televizyon, iki tane YouTube kanalı kalmış. Onları kapattırmaya çalışıyor. Sonra da adına barış diyor. Barış demokrasi ile olur. Siz niye demokrasiyi dert etmiyorsunuz?
“Yağ Yok, Helva Yapmaya Çalışıyorlar”
Barış hukukla olur, ülkede hukuk yok barış yapıyorsun? Helva yapmak için yağa ihtiyacın var, yağ yok. Sen helva yapacaksın. Biz sana diyoruz ki “kardeşim yağ yok helva olmaz.” Sen diyorsun ki, “siz niye helva yapmama karşı çıkıyorsunuz.” Yağ yok ki, burada barışın olabilmesi için asgari bir hukuka ihtiyaç var. Demokrasiyi sorun etmiyor, çok sesliliği sorun etmiyor. Sadece 40 yıllık Kürt meselesini getirmişler. Öcalan'ın serbestliğine indirgemişler. Öcalan'ı meşrulaştırmaya, kurucu liderliğe dönüştürmeye indirgemişler. İnsanlar buna isyan ediyor. Bunu da dönüp barış karşıtlığı olarak pazarlıyor. Hadi oradan. İnsanda birazcık utanma, birazcık, birazcık mahcubiyet olur. DEM Parti’yi Öcalan'ın müritlerine dönüştürdüler. Hepsi ağzını açtığı zaman tarikatları eleştiriyorlar değil mi? Ben hayatımda demliler kadar bu kadar bu kadar müritleşmiş bu kadar bir tarikate dönüşmüş başka bir siyasi parti neredeyse görmedim gibi. Bir meseleden dolayı getirmişsin Öcalan'a indirgemişsin. Şimdi insanlar bundan rahatsız oluyor. Büyük bir kepazelikle Meclis’te Öcalan sloganı attırıyorsun. Toplumun geri kalan kısmı, toplumun duyguları Umurunda değil. Orayı yönetmek gibi bir derdin yok. Oradaki oluşabilecek nefret, oluşabilecek karşıtlık duygusu zerre umurlarında değil.
“DEM Parti Güç Delisi Oldu”
DEM Parti iktidarın yanına geçince bir anda böyle dili değişti, güç delisi oldu. Böyle tehdit ediyorlar. Kendinizi ne zannediyorsunuz? Nasıl ki kavgaları gerçek değildi. On binlerce Kürt çocuğun ölümüne sebep oldularsa bugün de barışları gerçek değil. Ben yıllarca HDP'nin siyaset yapma hakkını savunmuş bir adamım, vardığınız noktayla beni çileden çıkardınız. Tarikat müritleri gibiler Öcalan'ın müridine dönüşmüşsünüz. Öcalan'ın sözü üzerine söz söylenmez.
“CHP'yi İpinden O Komisyona Bağlamışlar”
Pervin Buldan'dan haber alıyoruz. Komisyon karar vermiş. 5 kişilik ekip Öcalan'a gidecekmiş. Sen hangi adımı attın ki komisyonu Öcalan'ın ayağına çağırıyorsun? Sembolik silah yakma dışında hangi adımı attın? Bizi iktidara şikayet etmeyi bırak, dön iktidara, “bu komisyonu kurdun niye bir yasa çıkarmıyorsun da bu insanlar artık bir adım atsınlar” diye konuş. Orayı konuşmuyor ama derdi komisyonu Öcalan'ın ayağına götürmek. Çünkü tek bir dertleri var. Hem DEM Parti’nin hem de MHP'nin tek derdi var, Öcalan'ı meşrulaştırmak, kurucu liderliğe dönüştürmek ve ben burada CHP'yi görüyorum. O kadar sessiz ki izleyicilerimize şimdiden şikayet ediyorum. CHP bu rezilliğin bir parçası olacak. Çünkü biraz önce anlattığım o siyaseti dizayn eden odak kimse CHP'yi ipinden o komisyona bağlamış. Çıkamıyor da, hayır da diyemiyor. Öcalan'ın sloganına üstün körü Özgür Özel başka yerde olsa aslan kesiliyor. Meclis’te Öcalan slogan atılmasına hakkında “Böyle şeyleri tasvip etmiyoruz” diyor. Yok ya bir de tasvip etseydin yani arkadaş. CHP'yi de bu komisyonun bir parçası yapmışlar. 5 kişilik heyet sadece bizi hazırlıyorlar. Psikolojik hazırlık. Pervin Hanım'dan duyduğumuza göre planlama yapılmış. Önümüzdeki günlerde komisyon Öcalan'ın karşısına gidecek. Öcalan liderliği pekişecek. Öcalan'da meşrulaştıkça başımıza yeni bir diktatör daha çıkacak. Türkiye'de şu anda yeni bir diktatörün doğuşunu izliyoruz. O da kendi toplum kesiminin diktatörüne dönüşecek. Orada biz de diktatörler arası siyaset alışverişinde biz de aşağıda kurbanlık koyunlar gibi onları izleyeceğiz.”