Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım, deprem araştırmaları için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde kurulan ‘Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne (MATAM) gemi bağışladı.
İTÜ MATAM Kuruldu
Deprem kuşağında bulunan Türkiye’de AFAD ve Kandilli Rasathanesi haricinde deprem araştırmaları yapacak bir merkezin daha 13 Ağustos’ta açılışı gerçekleştirildi. İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’ne inşa edilen “Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi” (MATAM), yeni cihazlar ve sensörlerle fay tespiti yapıp, depremin yıkıcılığını metrekare bazında ölçecek.

Aziz Yıldırım Deprem Araştırmaları İçin Gemi Bağışladı
T24’ten Candan Yıldız’ın haberine göre, MATAM Müdürü ve Yer Bilimci Prof. Dr. Cenk Yaltırak, araştırmalarda kullanmak için gereken deprem gemisini Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım’ın bağışladığını belirtti. Yaltırak, şunları söyledi:

“Asla ‘Kdv’yi Ben Ödemem’ Dedi”
“350 bin dolarlık bir gemiyi alamadı iş adamlarımız. Sadece Aziz Yıldırım kendisiyle yaptığımız yarım saatlik görüşmede ne yapmak istediğimizi anladı ve ikna oldu. Ama bir şartı vardı, ‘Asla KDV’yi ben ödemem' dedi. KDV’yi etraftan isteyeceğime, eşimle konuştum ve ‘tamam’ dedi. 70 bin doları (yaklaşık 2 milyon 855 bin TL) ödedim ve gemi alındı.”
“Ağlanmanın Alemi Yok”
MATAM Müdürü Prof.Dr. Cenk Yaltırak devamında şunları kaydetti:
“Eğer bir ülkenin halkı, iş adamları, yatırımcıları deprem olduktan sonra, konteyner yaptım, buzdolabı verdim, eşya verdim diyorsa bu doğru bir davranış değil. Pasinler Depremi’nde Atatürk’ün söylediği noktaya geri dönüyoruz. Ağlanmaya gerek yok, araştırmaya büyük bir destek bekliyoruz.
Türkiye’nin en büyük holdinglerine gittik ama bir antrenörün otel parasını verebilen bir holding ya da kendisine İznik çini vazosu alan iş adamımız buraya verecek parası olmadığını söyledi. Bu bir zihniyeti yansıtıyor. Türkiye bir çini vazodan da değerli. Yurtdışından gelen bir antrenörün otel parasından daha değerli. Bu zihniyeti kıracağız burada. Kırarken de kurumsal iletişimlerin büyük bir başarısızlığını yaşadık, onlar kendi PR’larından bakarlar. Küçük hesaplar ve küçük projelerin peşindeler. Oysa en büyük proje en büyük PR burada.
Çok büyük bir holdingin kurumsal iletişimi en sonunda beni Bilgi Üniversitesi’nde bir asistanla muhatap etti. Bu zihniyet tehlikeli bir zihniyet. Siz yangın çıkmadan yangını önlemeye para yatırın. Yangın çıktıktan sonra ağlanmanın alemi yok.”
